Kaya Sanat Blog

Ses Eğitimi Ve Vokoloji

Kaya Sanat Akademi olarak bu yazımızda ses eğitimi ve vokoloji (ses kliniği) hakkında rehber olabilecek bir içerik hazırladık, iyi okumalar dileriz.

Ses nedir?

Ses Eğitimi Ve Vokoloji

Ses, iletici bir ortamda meydana gelen basıncın duyulabilir mekanik dalgalar şeklinde yayılmasıdır. Bir sesin varlığından söz edebilmek için; alıcı sistem olarak tanımlanan sağlıklı bir kulak, beyin ve ses kaynağında oluşan uyarıcı etkenin olması, bu etkenin ise iletici ortamda kulağı uyarabileceği bir şiddetle iletilmesi şarttır.

Sesi; insan sesi, enstrüman sesi, hayvan sesi, eşya sesi olarak ayırabiliriz. Her şekilde bu seslerin kulağa iletilmesi yukarıda belirttiğimiz gibi iletici ortamda alıcıya iletilir.

İnsan sesi ikiye ayrılır:

Kadın sesi

Kadın sesleri de kendi içerisinde üçe ayrılır:

  1. İnce kadın sesi (Soprano)
  2. Orta incelik ve kalınlıkta olan kadın sesi (Mezzo Soprano)
  3. Kalın kadın sesi (Alto)

Erkek sesi

Erkek sesleri de kendi içinde üçe ayrılır:

  1. En ince erkek sesi (Tenor)
  2. Orta incelik ve kalınlıkta olan erkek sesi (Bariton)
  3. En kalın erkek sesi (Bass)

Ses eğitimi vokal gelişimin tarihsel süreci içinde her zaman önemli bir yer tutmuştur. Özellikle günümüzde bu alanda yapılan araştırmalar ve çalışmalar konuyla ilgili her türlü detayın öğrenilmesine imkan sağlamaktadır.

Ses eğitimine ait temel kavramların teorik olarak anlaşılması çok önemlidir çünkü, özellikle ses eğitiminde doğru anlamazsak yanlış uygularız, bu nedenle doğru anlayıp, uygulama aşamasında da temel teknikleri doğru uygulamak gerekir.

Sesin kontrolsüz kullanımında sesimiz uzun vadede veyahut kısa vadede zarar görebilir; bu zarar, ses tellerinde dudakta çıkan uçuğun ses tellerinde oluşan hali nodüle, sesin zor kullanımı sebebiyle oluşan poliplere dönüşebilir.

Bu zararlı yapıların oluşması ses tellerinin sağlıklı bir şekilde birbirine çarpmasını engeller, ses telleri ise tam kapanamadığı için, şarkı söylerken, konuşurken, ses açma egzersizleri yaparken sesimizden ister istemez hava gelmesine yol açar. İşte bu aşamada ise vokoloji devreye girer.

Vokoloji (ses kliniği) nedir?

Ses Eğitimi Ve Vokoloji

Vokoloji, insan sesinin habilitasyonu ile ilgili bilimsel çalışmalar ve pratik uygulamalar olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda belirtilen habilitasyon, yapabilir hale getirmek, donanımlı hale getirmek, başka bir deyişle icrayı geliştirmek, mükemmelleştirmek anlamında kullanılmıştır.

Dolayısıyla vokoloji sesin tamirinden çok özel ihtiyaçlar veya profesyonel icra için hazırlamak anlamına gelse bile, yaklaşım olarak ses bozukluklarının  tanı ve tedavisinde de söz konusudur.

Bu düşünce ile vokoloji tanımını şöyle yapabiliriz;

insan sesinin oluşumunu çok yönlü, çok boyutlu olarak araştırma, ölçme ve değerlendirme, klinik uygulamalarla ses bozukluğunun tanı ve tedavisi, ayrıca pedogojik uygulamalarla profesyonel sesin geliştirilmesi, korunması, sağlıklı ve verimli bir şekilde ve istenen performans seviyesinde kullanılmasını ve sürdürülmesini sağlamak için çalışan bilimdir.

Şimdi, sesimizi doğru kullanmanın adım adım yollarını inceleyelim;

Postür, doğru solunum için gerekli olan ilk faktör postür (duruş) dür. Vücut ne çok yumuşak, ne de çok gergin olmalı, fakat her zaman canlı, dik ve dengede durulmalıdır. En doğru pozisyonu bulmak için, vücudumuzun ortasından sanki bir çizgi geçiyormuş gibi düşünmek yerinde olur. Omuzlar dik ve geride, baş ileriye bakar durumda, ayaklara binen ağırlıklar eşit olmalı, aynı zamanda ayaklar arası açıklık, omuz hizasında bulunmalıdır”  (Erdoğan, 2008: 29)

Nefes, yukarıda da bahsettiğimiz gibi doğru nefes kullanımı doğru duruştan geçer. Duruşumuz, her alanda ve günlük hayatta yaşam kalitemizi en üst seviyede tutan en önemli faktödür. Şancıların “kedi duruşu” diye adlandırdığı, adı üstünde kedi gibi bir duruşumuz olmalı. Peki nasıl ? Omuzlar düşük değil dik, göbek normal seviyede olacak şekilde içerde, sırtımız dimdik, kuyruk sokumumuz ise dışarı bakacak ve bel kıvrımımız farkedilecek şekilde dışarı ve ayaklar yere tam basacak şekilde omuz hizasında açık olmalıdır.

Nefes kendi içerisinde ikiye ayrılır:

Göğüs Nefesi

Burundan alıp ağzımızdan verdiğimiz, zaten günlük hayatta bilinçli bir şekilde kullandığımız nefestir. Şarkı söylerken göğüs nefesini sürekli kullanmak bizi yanlış duruşa ve özellikle ses açma egzersizlerinde temeli yanlış oturtmamıza sebep olur.

Bunun sebebi göğüs nefesi alırken göğsümüzün ve omuzlarımızın ekstra havaya kalkması olacaktır. Şarkı söylerken alınması gereken nefes göğüs nefesi değildir, çünkü göğüs nefesi uzun süreli notalarda veyahut uzun soluklu eserlerde normalde çıkarabileceğimiz temiz sesleri aldığımız göğüs nefesi sebebiyle olduğundan daha kısa sürede bitirmemize sebep olacaktır.

Bu yalnızca sesimize değil, yüzümüze de yansıyacak ve şarkıyı söylerken boğulmamıza, detone diye adlandırdığımız kısa süreli tondan çıkmaya, bir diğeri sürtone dediğimiz ince seslerde çatlamalara ve cızırtılara yol açacaktır. Özellikle uzun soluklu eserlerde, sabit tutmak istediğiniz uzun seslerde odanın içindeki bütün havayı ciğerlerimize doldurmaya gerek yoktur.

Ciğerlerimizin alabileceği hava miktarına 5 litre diyecek olursak, o an istediğimiz kadar 5 litre dolduralım, sesi vermek için ağzımızı araladığımız anda havanın 3 litresi dışarı çıkacaktır ve geriye kalan nefes bizim uzun soluklu sesleri vermemize yetmeyecektir.

Havayı gerek olmadığı şekilde ciğerlere doldurma isteği ve eylemini, fazla havanın bir an önce dışarı çıkmak istemesi “Vahşi nefes”i doğurur. İşte bu nefes türüne vahşi nefes  denir.

Diyafram Nefesi

Nefesten önce diyaframın kendisini konuşacak olursak diyafram; göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran bir kastır, ve alt karnımızdan arkaya, yani bele kadar uzanan kısımda yer alır. Diyafram nefesi aldığımızda vücut armudi bir şekil almalıdır. Yani bahsi geçen armut meyvesini düşünecek olursak, aşağı doğru şişmeye başlayan yuvarlak bir yapıdır.

Diyafram nefesini ilk etapta ağızdan almak hem temeli sağlamak açısından hemde rahatlık açısından işinize yarayacaktır. Herhangi bir şeye şaşırıyormuş gibi, veyahut korku anında yaptığımız ağız açıklığıyla aynı olacak şekilde aşağı doğru nefes almaktır.

Diyafram nefesi aldığımızda göbeğimizin dışarı çıkıp, verdiğimizde ise içeri doğru sönmesi gerekir. Yani bu doğrultuda diyafram nefesi aldığımızda diyafram kasımız kasılır, verdiğimizde ise gevşer. Bu egzersizi yaparken ayna karşısında çalışmanız size diyafram nefesi mi yoksa göğüs nefesi mi aldığınız somut açıklamasını verecektir.

Çünkü diyafram nefesi aldığımızda göğüs kısmımız ve omuzlarımız yukarı doğru kalkma eylemine geçmez, aksine bahsettiğimiz armudi görünümü alır. Bunu anlamanın, oturtmanın ve yanlış çalışmamanın en iyi yolu ayna karşısında egzersiz çalışmasıdır.

Konuşma, duruş ve nefesten sonraki en önemli adım doğru artikülasyondur. Ağzımızdan çıkan kelimelerin, aslında kelimeden önce üzerinde tartışılması gereken kısım olan harflerin, ağız içindeki pozisyonunun doğru kullanımıdır.

Egzersiz çalışmaları yaparken girizgah artikülasyon ve diksiyon ile yapılır. Güzel ve etkili konuşma egzersizleri, artikülasyona dikkat ederek oluşur. Ses eğitimi egzersizlerinde özellikle A-E-İ-O-U-Ü gibi sesli harfler etkili ses kullanırken ağız için pozisyonu itibariyle oldukça önemlidir.

Aslında asıl olay bu harfleri kullanırken günlük konuşma tonlamamıza uyarlamamızla alakalı. Bu da bize ilkel sesi, ve ardından “İlkel Ses Nedir?” sorusunu doğuruyor.

İlkel ses nedir?

Ses Eğitimi Ve Vokoloji

İlkel ses, aslında ilk kelimesi itibariyle oldukça geçmiş zamanlara gitmemiz gerektiğini vurguluyor. Dönüp, geçmişe zaman yolculuğuna çıktığımız zaman orada ilk insanları ve hayatlarını nasıl idame ettirdiklerini görürüz.

İlk insanlar konuşmayı bulmadan önce aslında konuşmalarında kolaylık sağlayacakları başka bir sesi, yani en eski enstrüman olan davulun sesini bulmuşlardır. Vurdukları, attıkları, kazıdıkları, ve bunlardan çıkan sesleri işittikleri zaman insanlar sesin varlığını anlamışlardır.

Elbette bu kadarıyla kalmak yerine yaşamlarını daha kolay sürdürmek için yalnızca davulun, taşların ya da diğer maddelerin sesinden değil, kendi seslerinden de faydalanmak istemeleri arzusu ve aslında tamamen içgüdüsel olarak o sesleri ağızlarıyla ve beden dilleriyle karşı tarafa geçirmeye çalışmışlardır.

Bu seslerin taklidi insanlarda, insan sesinin varoluşunu kanıtlamıştır. İlk insanları bir düşündüğümüz zaman aslında o kulağımıza kaba gelen seslerin, en doğru ses olduğunu kanıtlamış oluyoruz. İşte biz bu sese, ilkel ses diyoruz.

İçinde bulunduğumuz 21.yy‘da insanların çoğu henüz keşfetmemiş olsa da, istemsiz bir şekilde ilkel seslerini kullanıyorlar. Nasıl mı? Özellikle şaşırdığımız ya da sinirlendiğimiz zaman ağzımızdan istemsizce çıkan çıkan kaba tonlamalar ilkel sesin ilk adımlarıdır.

Buraya Dikkat!

Kurumsal işyerlerinde çalışan kişiler, saygın iş adamları yada iş kadınları, veyahut tamamen nazik olmak için daha fazla uğraşan kimseler, ilkel sesinin dışına çıkan kimselerdir.  İnce sesle konuşmak kibarlığın göstergesi olmadığı gibi, daha tok bir ses, (yani burda bahsedilen ses kişinin ilkel sesi) kabalığın göstergesi değildir.

Bahsettiğimiz yalnızca kasti durumlar için geçerlidir. Yani kasti bir şekilde daha kibar olmak için ince sesle konuşuyorsak bu yanlıştır.  Kasti ince ses rengiyle konuşma, sesi şan adına kullanmada da yanlış temeli oluşturmaya sebebiyet verecektir.

Fonasyon

Fonasyon, solunumun diğer bir görevi fonasyon (seslenme) için gerekli enerjiyi oluşturmasıdır. İnsanın dinlenirken solunumunda inspirasyon oranı 1/1,5 iken, konuşma ve şarkı söyleme solunumunda oranı ise 1/3‘e düşer.

Şarkı solunumunda hem ağızdan hem burundan soluk alınabilir. Soluk alıp verme, şarkının özelliğine göre değişebilir. Şarkı solunumunda soluk alma kısa süreli ve derin olurken, soluk verme uzunca ve yavaş olmaktadır. Şan eğitiminde fonasyonda en önemli nokta, sesin gerektiği kadar havayı kullanmasıdır.

Fonasyona değindikten hemen sonra konuştuklarımızı toparlamak adına gelin sesimizi nasıl etkili ve sağlıklı icra ederiz onu konuşalım; tüm bu konuştuklarımızı düşünüp süzgeçten geçirdikten sonra, sesinin güzel olduğunu düşünen veyahut nasıl bir sese sahip olduğunu bilmeyip, öğrenme arzusuyla güzel şarkı söyleme isteğindeki ve etraftan olumlu tepkiler alıp “bence ses eğitimi almalısın”, “eğitim alsan çok daha güzel söylersin” gibi cümlelerle karşılaşan kişilerin şan dersi alması, seslerinin doğru kullanımı açısından kesinlikle çok önemlidir. Bu konuştuklarımızı kısaca ses eğitimi giriş dersimizin özeti olarak yorumlayabiliriz.

Eren Kaya

Kaya Sanat Akademi Kurucusu. İzmir'de sıkıcı bir dershane ortamı değil, eğlenceli, bol enerjili, eğlenerek öğrenilen enstrüman kursları, ayrıca bol etkinlikli bir kurs ortamı yarattık. İzmir sanat ve müzik kurslarının arasında ilk 5 içerisinde gösterilmektedir.

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir
Kapalı